Reklam

30 Eylül 2015 Çarşamba

Lewandowski Formunun Zirvesinde, Guardiola'nın Keyfi Yerinde

 
Polonyalı forvet oyuncusu kariyerinde adeta zirve yaptı. Golcü futbolcu dün akşam oynanan ve Bayern Münih'in 5-0'lık galibiyetiyle sonuçlanan Dinamo Zagreb maçında hattrick yaparak son 3 maçta attığı 10 golle istatistikleri altüst etti. 27 yaşındaki Robert Lewandowski'nin Bayern'deki ikinci yılında, sezon başından beri oynanan resmi maçların tümünde yakaladığı istatistik ise 10 maçta 14 gol oldu. Forma giydiği 736 dakikada bu istatistikleri oluşturan Lewandowski, oyunda kaldığı ortalama her 53 dakikada takıma adına bir gol üretmeyi başarmış. Başarılı santrafor, öldürücü bitiriciliğiyle oyuna sonradan dahil olduğu Wolfsburg maçında 9 dakikada 5 gol atarak adını dünya futbol tarihine yazdırmıştı.

27 Eylül 2015 Pazar

Beşiktaş'ın Derbilerdeki Galibiyet Hasreti Sona Erdi

 
Süper Lig'in 6. haftasında Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi karşı karşıya getiren derbi, güzel futbol ve bol gollü bir mücadeleye sahne oldu. Olimpiyat stadında oynanan mücadeleden 3-2'lik skorla galip ayrılan taraf  Siyah Beyazlılar oldu. İki takımında birer golü kendi takımlarının oyuncularından gelirken (Kjaer ve Tosic) maçın diğer golleri yıldız isimler Mario Gomez (2) ve Van Persie attı. Fenerbahçe'nin dik başlı hocası Pereira'nın Van Persie'yi yedek oturtması tartışmalara açık bir karardı. 2 haftadır maçlara yedek başlayıp sonradan oyuna dahil olarak golle buluşan Hollandalı yıldız, performansıyla hocasının bu tercihinin daha da sorgulanmasına yol açıyor.

23 Eylül 2015 Çarşamba

Celta Vigo Büyük İş Başardı

   Önceki yazımda, Celta Vigo'nun oynadığı futbola ne kadar saygı duyduğumu belirtsem de Villarreal'in lige yaptığı başlangıcı daha büyük bir sürpriz olarak nitelemiştim. Celta Vigo daha yazıyı yazdığım günün akşamında çıktığı maçta oynadığı futbolla, adeta bana nispet yaparcasına haftanın sürprizini gerçekleştirerek, Barcelona'yı 4-1'lik skorla mağlup etmeyi başardı. Böylece İspanya Süper Kupası'ndaki Atletico Bilbao maçından sonra Barcelona, bu sezon ikinci kez bir maçta 4 gol birden yiyerek savunma zafiyetini ortaya koydu.

Sürpriz Başlangıçlar


 
   Bu yayında Avrupa'nın 4 büyük liginde,  geride kalan haftalarda beklenenin üzerinde performans sergileyen takımları incelemeye almaya karar verdim. Bu takımların yakaladığı sürpriz başarının nedenlerini bulmaya ve bu çıkışlarını sürdürüp sürdüremeyeceklerini tahmin etmeye çalıştım. Bakalım Avrupa'nın önde gelen liglerinde, bir çoklarımızı şaşırtarak umulmadık sonuçlar alan bu takımlar, neleri doğru yaparak ilk haftalar itibariyle başarıya ulaşmışlar.

19 Eylül 2015 Cumartesi

Londra Derbisi: Chelsea-Arsenal Maçı

   Premier Lig'de 6. haftanın açılış maçı, Stanford Bridge stadyumunda Chelsea ve Arsenal arasında oynandı. İki Londra ekibini karşı karşıya getiren mücadeleyi tecrübeli hakem Mike Dean yönetti. Karşılaşmayı ev sahibi ekip Chelsea 2-0'lık skorla kazanarak, lige yaptığı berbat başlangıca kritik bir 3 puanla nokta koydu. Maçın kırılma anı, ilk yarının sonunda Chelsea'li Diego Costa ve Gabriel Paulista arasında yaşanan gerilim ve Arsenalli savunmacının oyundan atılışı oldu. İkinci yarıda eksik rakibi karşısında baskılı ve üstün bir oyun ortaya koyan Mourinho'nun ekibi, Kurt Zouma'nın ve Eden Hazard'ın golleriyle 3 puanı hanesine yazdırmayı başardı. Mourinho'nun ilk 11'de tecrübeli stoperi Terry yerine genç Fransız Kurt Zouma'ya forma vermesi, maç öncesinde en çok konuşulan tercihlerden biriydi. Genç savunmacı hem attığı golle hem de maç içerisindeki defansif performansıyla Mourinho'yu mahçup etmedi.

15 Eylül 2015 Salı

Bu Futbolla Bu Kadroyla Olmuyor Hamza Hocam! (Atletico Madrid Maçı Üzerine)

   Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçında Atletico Madrid'le Türk Telekom Arena'da karşı karşıya geldi. Ligdeki kötü başlangıcı telafi ederek, bu maçla temiz bir sayfa açmak isteyen temsilcimiz, ne yazık ki sahadan 2-0'lık skorla mağlup ayrıldı. Hamza Hamzaoğlu'nun kadro seçimi belki de maça etki eden en önemli faktörlerden biri olarak dikkat çekti.
   Hamza Hamzaoğlu, ligdeki Mersin İdman Yurdu maçına nazaran kadroda 3 ismi değiştirdi. Yasin, Olcan ve Jose Rodriguez yedek soyundular. Sol bekte ligde kart cezası nedeniyle forma giyemeyen Carole kadroya geri döndü. Ön libero mevkini Hakan Balta'ya emanet eden Hamzaoğlu, stoperde yeni transfer Denayer'e şans verirken, sürpriz şekilde orta sahada Emre Çolak tercihiyle maça başladı. Sahaya 4-1-2-2-1 formasyonuyla yayılan Galatasaray'da, sağ kanatta Podolski, sol kanatta Sneijder, forvette Burak Yılmaz ve orta alanda Emre Çolak-Selçuk Şahin ikilisi yer aldı.

14 Eylül 2015 Pazartesi

Ne Olacak Bu Galatasaray'ın Hali?

   Spor Toto Süper Lig'de 4. hafta geride kalırken geçen yılın şampiyonu Galatasaray yalnızca 5 puan toplayarak ligde 8. sırada yer aldı. Üstelik görece kolay fikstürüne rağmen. Sarı Kırmızılılar henüz, mabetleri Türk Telekom Arena'da galibiyetle dahi tanışamadılar. Ligde ilk hafa Sivasspor'la 2-2 berabere kalırken, ikinci hafta evlerinde, Osmanlıspora 2-1'lik skorla yenildiler. Üçüncü hafta biraz soluklanan Galatasaray, çok sevdiği Konya deplasmanından 3 puanı 4 golle alsa da futboluyla, sezon başından beri oluşan soru işaretlerini silmeyi başaramadı. Milli takım arasından sonra ise ligde kalma mücadelesi vereceği tahmin edilen, finansal güçlüklerle boğuşan rakibi Mersin İdman Yurdu'nu Aslantepe'de mağlup edemeyerek büyük hayal kırıklığı yarattı. Önlerindeki Atletico Madrid maçı öncesi, futboluyla da umut vermedi. Peki ne oldu da geçen yılın son 7 maçında bileği bükülmeyen, bu maçlardan 6 galibiyet 1 beraberlik çıkarırken kalesinde yalnızca tek gol gören ligin Aslan'ı, 3-4 aylık bir periyotta böylesine bir gerileme yaşadı?

   Başarısız başlangıcın birden fazla nedeni olduğu aşikar. İlk olarak geçen sezonun son haftalarında, geçici Duygun Yavrusat yönetimi yerini Dursun Özbek ve ekibine bıraktı. Transfer sezonuna yeni yönetim ve takımı şampiyon yapan hoca Hamza Hamzaoğlu'nun vizyonuyla çıkıldı. Hedefler yüksek tutuldu; imkanlar dahilinde transfer hamlelerinin yapılmasına girişildi. Buna göre orta vadede Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu gözüne kestirerek çıtayı

12 Eylül 2015 Cumartesi

Premier Lig'de Haftanın Maçı: Manchester United-Liverpool

   Hollanda maçı sonrası şehitlerimizin haberini aldım ve ne yazık ki ertesi gün de acı haberlere yenileri eklendi. Derin üzüntü duyduğum bu gelişmeler sonrasında içimden ne futbol konuşmak ne de yazmak geldi. Bugün şehitlerimizin acısı ve ülkemizin gündemi içimi sızlatmaya devam etse de, futbola vakit ayırmaya geri döndüm. Bu paylaşımda da Premier Lig'de haftanın maçı olarak nitelenen Manchester United-Liverpool mücadelesiyle karşınızdayım.

   Premier Lig'in beşinci hafta mücadelesi Manchester United ve Liverpool'u Old Trafford'ta karşı karşıya getirdi. Milli maçlar öncesinde, Liverpool savunmasındaki büyük hatalar neticesinde kendi evinde, West Ham'a karşı 3-0'lık ağır bir yenilgi almış; Manchester United ise Swansea'ye yenilmiş ve taraftarlar arasında Van Gaal'a yöneltilen eleştirilerin dozu artmıştı.

6 Eylül 2015 Pazar

Hollanda Maçı Üzerine Bir Değerlendirme

    Euro 2016 Elemeleri A Grubu'ndaki sekizinci maçında milli takımımız, Konya Büyükşehir Stadyumun'da, Hollanda'yla karşılaştı. Millilerimiz, grup üçüncülüğü için kritik öneme sahip maçtan Oğuzhan, Arda ve Burak Yılmaz'ın golleriyle 3-0'lık galibiyet çıkarmayı başardı. Türkiye saatiyle 19:00'da başlayan maçı, İspanyol hakem Antonio Mateu Lahoz ve ekibi yönetti.

    Teknik Direktör Fatih Terim, Hollanda karşısına Letonya maçından farklı bir onbirle çıkmayı yeğledi. Sağ bekteki Ozan tercihinden vazgeçerek, onu asıl mevkisi orta sahada görevlendiren tecrübeli teknik adam, Şener'le maça başladı. Durumu maç saatine kadar kritik olan Serdar Aziz ve Letonya maçının önemli müdahaleleriyle dikkat çeken ismi Hakan Balta stoperdeki yerlerini korudular. Fatih Hoca'nın sol bekteki Caner tercihi de değişmezken; orta saha Letonya maçında olduğundan çok daha farklıydı. Selçuk-Ozan ikilisinin önünde ortada Oğuzhan; solda Arda; sağda ise Hakan Çalhanoğlu forma giydi. Letonya maçına onbir çıkan Volkan Şen ve Gökhan Töre, Hollanda maçına kulübede başladılar. Fatih Terim'in forvetteki tercihi ise yine Burak Yılmaz oldu.

3 Eylül 2015 Perşembe

Letonya Maçının Ardından

   Milli takımımız, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri kapsamında A Grubu'ndaki yedinci maçına Letonya karşısında çıktı. İlk 6 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik, 2 de mağlubiyet alan milliler, gruptaki şansını arttırmak adına mutlak üç puan parolasıyla çıktıkları maçta, sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Konya Büyükşehir Stadyumu'nda, Türkiye saatiyle 21:45'te başlayan mücadeleyi, İsveçli hakem Stefan Johannesson ve ekibi yönetti.


Fatih Terim'in Letonya karşısındaki kadro tercihi alışılmışın dışındaydı. Ay yıldızlı ekip maça, kalede Volkan Babacan; sağ bekte Ozan Tufan, stoperde Serdar Aziz ve Hakan Balta, sol bekte Caner; orta alanda Selçuk, Hakan Çalhanoğlu, Arda Turan üçlüsü; sağ kanatta Gökhan Töre, sol kanatta Volkan Şen ve forvette ise Burak Yılmaz onbiriyle başladı. 4-2-3-1 formasyonuyla sahaya yayılan millilerimiz, maç içerisinde ileri uçtaki Gökhan Töre ve Volkan Şen'i yer değiştirerek kullandı. Arda ise serbest oyuncu olarak hücumun her yerinde, zaman zaman kendini gösterdi ve Letonya savunmasının arasına sızmaya veya arkadaşlarına pozisyon hazırlamaya çalıştı. Özellikle orta alanda ofansif yönü güçlü oyuncuların çokluğunun sebebi, kapanan Letonya'nın kilidini açmak olarak açıklanabilir.Yine de orta alandaki savunma direncini fazlasıyla düşüren bu tercih, maç içerisinde, özellikle ilerde kaptırdığımız toplar sonrasında, orta alanı kontrol etmekte zorlanmamıza sebep oldu. Sağ bekteki Ozan tercihi ise Gökhan Gönül'ün yokluğunda geçici olarak verilmiş bir karar. Yedekteki Şener Özbayraklı yerine Fatih Hoca, asıl pozisyonu olmadığı halde, formayı Ozan'a vermiş. Ozan Tufan iyi niyetle oynayıp vazifesini yerine getirmeye çalıştıysa da, kötü ortalarıyla gerçek mevkisinde oynamadığını hissettirdi.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Avrupa'dan 2015/16 Yaz Transfer Dönemi'nin En Önemli Transferleri

Avrupa'da yaz dönemi transfer sezonu sona ermek üzere. Bu yazımda, yeni sezon öncesi uğruna milyon eurolar ödenerek alınan; transferleri küresel boyutta ilgi uyandırıp heyecan yaratan; yeni takımlarındaki performansları, dengeleri değiştirebilecek nitelikteki oyuncuları incelemeye almak istedim. Kendi Top 10 listemi yarattığım yazıda, beni heyecanlandıran bazı isimlere torpil geçtiğim söylenebilir ancak nedenlerini de mantık çerçevesi içerisinde açıklamaya gayret ettim. İşte 2015/2016 sezonunun en ilgi uyandıran on transferi karşınızda:
1)Kevin De Bruyne (74 milyon Euro'ya Wolfsburg'dan Manchester City'e)
  Belçikali yetenek Premier Lig'e dönüş yaptı. Hem de ne dönüş, kulüp transfer rekoru kırarak. City manageri Manuel Pellegrini, 24 yaşındaki ofansif orta saha oyuncusunu Manchester'a getirebilmek için yaz transfer döneminin en büyük meblağını ödemek zorunda kaldı. Geçen yılki formuyla yıldızını parlatan oyuncu (51 maçta 16 gol 28 asist), Avrupa transfer piyasasının en gözde isimlerinden biri olsa da 74 milyon Euro'luk fiyat etiketi, yeni sezonda karşılaması gereken büyük beklentileri de beraberinde getiriyor. City'nin harcayacak parası çok ve kadrosu hücum oyuncuları bakımından oldukça derin. De Bruyne'ün yeteneklerini sergilemesi için doğru adres belki de burasıdır. Mourinho'nun, performansını yeterli görmeyerek, Wolfsburg'a 25 milyon Euro'ya sattığı eski öğrencisi hakkında pişmanlık duyup duymadığını bilemiyorum elbette. Ama genç Belçikalı, kariyerinin bu evresinde onu yanıltmayı başarmış görünüyor. Kevin De Bruyne'nün ikinci Premier Lig macerasında neler başarabileceği hepimizin merakla beklediği hikayelerden biri olarak, önümüzdeki yıllarda, mavi beyazlı forma altında yazılacak.