Avrupa kıtasında 2016-2017 sezon başlangıcı giderek yaklaşıyor.
Takımlar transfer çalışmalarına hız verirken, kadrolarını güçlendirmek için
ellerinden geleni yapıyorlar. Yaz transfer döneminde gerçekleştirdiği
anlaşmalarla adından sıklıkla söz ettiren takımlardan biri de Borussia Dortmund
oldu.
Geçen yılı ikinci sırada bitiren Tuchel'in takımı, yeni sezonda
Ancelotti'nin çalıştıracağı Bayern Munih'in 4 yıllık şampiyonluk serisine son
verme niyetinde. Ancak yeni sezon öncesinde ellerindeki değerli oyuncuları
tutmakta yine zorlandıklarını görüyoruz. Kaybettikleri isimlerin yerini yeni
oyuncularla doldurmaya çalışıyorlar.
Bakalım şimdiye kadar nasıl bir tablo ortaya çıktı. Bu kadro ne
kadar umut vadediyor?
Takıma Katılanlar
Emre Mor
Biraz torpil yaparak milli yıldız adayımız Emre Mor'la başlayalım.
Genç Emre henüz 18 yaşında Euro 2016 kadrosuna girmeyi başararak dikkat çekti.
Milli takımımızın Euro 2016 macerası fiyaskoyla sonuçlansa da Emre'nin
performansı geleceğe umutla bakmamızı imkan veren az sayıdaki olumlu
gelişmelerden biriydi. Tuchel de kendisindeki potansiyeli görmüş olacak ki
henüz turnuva başlamadan genç oyuncuya imza attırdı. 7 milyon Euro’ya mal olan
anlaşma, Euro 2016 grup maçlarından sonraya bırakılmış olsa, belki de 10 milyon
barajını aşabilir veya başka büyük kulüpler devreye girerek Emre'nin aklını
çelebilirdi. Elini çabuk tutan Dortmund genç yeteneği kadrosuna katarken, Emre
de kendini geliştirebileceği en iyi adreslerden birine gelmiş oldu. Genç
oyuncuları potansiyellerine ulaştırma konusunda iyi bir itibara sahip olan
Dortmund ve gençlere şans verme konusunda olumlu bir geçmişe sahip Tuchel'in,
Emre'nin kariyeri üzerinde önemli bir etkisi olacağını düşünüyorum. Bu sezon
için ilk 11 oldukça zor görünse de şimdiye kadar öz güvenli bir oyuncu olduğunu
gözlediğim Emre'nin, kadrodaki Reus, Götze, Kagawa, Schürrle gibi büyük
isimlerle forma mücadelesine girişmekten çekinmeyeceğini söyleyebilirim. Ayrıca
bu rekabet, kendini geliştirebilmesi ve bu oyunculardan bir şeyler
öğrenebilmesi açısından da oyuncuya yarar sağlayacaktır.
Mario Götze
Hovarda oğul yuvaya geri döndü. Mario Götze, altyapısından
yetiştiği ve şampiyonluklar yaşadığı kulübünü, ezeli rakip Bayern Münih'e
transfer olarak yüzüstü bırakmıştı. Bu transfer için oyuncunun serbest kalma
bedeli olan 37 milyon Euro'yu ödemeyi kabul eden Bayern yönetimi, iki ezeli
rakibi karşı karşıya getiren Şampiyonlar Ligi Finali öncesinde transferi
resmileştirmiş ve bu durum ihanetin boyutunu daha da artmıştı. O dönem Alman
futbolunun ve Dortmund taraftarının göz bebeği olan Götze, aradan geçen 3 yılda
Bayern'in yıldızlarla dolu kadrosunda bir türlü tam olarak parlayamadı.
Özellikle son sezonunda ilk 11'e girmekte zorlanan oyuncu, Münih'in simge
isimlerinden olamayacağını kabullenerek eski kulübüne geri döndü. Şimdi Dortmund'da
eski günlerdeki formunu yakalamaya ve göstereceği performansla tekrar
taraftarın gönlünde taht kurmaya çalışacak. 26 milyon Euro karşılığında evine
geri dönen oyuncu, şimdiye kadar kariyerine 156 Bundesliga maçında 44 gol 49
asist sığdırmayı başardı. Kendisi aynı zamanda 2010 yılından beri (18 yaşından
itibaren) Almanya Milli Takımı'nda da yer aldı. 56 milli maçta 17 golü olan
Götze, 2014 Dünya Kupası finalinin uzatma dakikalarında bulduğu golle kupayı
ülkesine getiren isim olmuştu. 43 kez Şampiyonlar Ligi arenasında boy gösterip,
bu maçlarda 11 gol 14 asistle oynadığını da eklemeliyim. Ne dersiniz, 24
yaşındaki bir oyuncu için oldukça harika rakamlar değil mi?
Dortmund'un yakın zamanda gerçekleştirdiği bir diğer ses getiren
transferi yine bir Alman oyuncu, Schürrle oldu. Götze gibi genç yaştan itibaren
Alman futbolunun gözde isimlerinden biri haline gelen Schürrle, yaptığı
transferlerle şimdiye kadar 72.63 milyon Pound'luk bir ekonomi yaratarak henüz
25 yaşında, toplamda en çok bonservis ödenen Alman futbolcu unvanını elde etti.
Schürrle geçtiğimiz yıl 32 milyon Euro'ya geldiği Wolfsburg'da 41 maçta 12 gol
7 asistlik bir performans sergilemesine rağmen, 30 milyon Euro'ya Dortmund'a
geçti. Kariyerinde çoğunlukla sol kanatta oynamasına karşın sağ kanat, forvet
arkası ve santrafor olarak da forma giyebiliyor. Götze'yle aynı maçta ilk kez
Almanya Milli Takımı formasıyla sahaya çıkan oyuncu, 55 milli maçta 20 gollük
bir istatistik sergiledi. Aynı zamanda 174 maçlık Bundesliga tecrübesi bulunan
oyuncunun ligdeki istatistikleri 48 gol ve 29 asist olarak göze çarpıyor. 32
maçta da Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmiş ve bu maçlarda 5 gol 2 asist
üretmiş.
Ousmane Dembele
Tuchel'in Emre Mor dışında da potansiyelli oyunculara yatırım
yaptığını görüyoruz. Geçtiğimiz sezon Rennes'de gösterdiği performansla
dikkatleri üzerine çeken Ousmane Dembele (19) Tuchel'in yeni gözdelerinden
biri. 15 milyon Euro'ya transfer edilen genç oyuncu, 26 maçlık Ligue 1
serüvenine 12 gol ve 5 asist sığdırarak kariyerine sağlam bir başlangıç yaptı.
Çoğunlukla sağ kanatta olsa da hücumun her yerinde forma giyebilecek
niteliklere sahip Dembele'nin, Tuchel'in gözetiminde yeteneklerini bir üst
seviyeye çıkarması bekleniyor.
Raphael Guerreiro
Lorient'ten transfer edilen 22 yaşındaki sol bek Guerreiro da
Dortmund taraftarının geleceğini iple çektiği isimlerden biri olacağa benziyor.
Euro 2016'da Portekiz milli takımıyla kupa zaferi yaşayan oyuncu, şimdiden
Dortmund on birinde forma giyebilecek kalitede olduğunu gösterdi. Final maçında
uzatma dakikalarında yaptığı frikik vuruşu üst direkten dönen oyuncu, duran
toplarda da bir alternatif olabileceği mesajını verdi. Kariyerinin
başlangıcından bu yana Fransa'da forma giyen Guerreiro, 102 Ligue 1 maçında 10
gol 8 asistle oynadı. Attığı 10 golün 9'unun öne çıktığı pozisyonlarda gelmiş
olması, hücumda da takımına destek olabildiğini gösteriyor. 10. golü ise
serbest vuruştan kaybetmiş. Avrupa Şampiyonası sırasında da 2 asistle
oynadığını ve Uefa'nın açıkladığı turnuvanın 11'inde sol bek pozisyonuna
seçildiğini belirtelim. 12 maçlık milli takım kariyerinde 2 de golü var. Tüm bu
istatistikler oldukça iyi bir sol bek oyuncusunun gelişini müjdeler
nitelikte.
Sebastian Rode
Sebastian Rode (25), 2014 yılında Bayern Münih'e transfer
olmasından bu yana rotasyonun bir parçası olarak zaman zaman forma giydi.
Münih'te bir türlü kendisini Alman Milli Takımı'na taşıyacak performansı
gösteremeyen oyuncu 12 milyon Euro'ya Dortmund saflarına katıldı. Çok yönlü bir
oyuncu olan Rode, orta sahanın hemen her yerinde forma giyebilen oldukça
çalışkan bir isim.
Marc Bartra
Marc Bartra da Rode gibi 25 yaşında ve bir diğer dünya devi
Barcelona'da yeteri kadar forma giyemediğinden Dortmund'un yolunu tuttuğu
söylenebilir. 8 milyon Euro karşılığında Almanya'ya gelen İspanyol oyuncu,
Barcelona sisteminde yetişmesinin bir sonucu olarak pas yapabilen bir stoper
profili sergiliyor.
Mikel Morino
20 yaşındaki İspanyol orta saha, Dortmund'un yaz döneminde
transfer ettiği oyuncular arasında belki de en kapalı kutu durumundaki isim.
Son iki sezondur Osasuna A kadrosunda kendine yer bulan Morino, kariyeri
süresince La Liga 2'de futbol oynadı. Osasuna formasıyla 67 maçta forma giyen genç
futbolcu, bu maçlarda 8 gol 5 asist üretti. La Liga'ya yükselmek için oynanan 4
playoff maçında 3 gol 1 asistlik şahane bir performans sergilemesi ise büyük
maçlarda forma giymeyi seven bir oyuncu olduğunun göstergesi olarak
değerlendirilebilir. İspanya U19 takımıyla 12 maça çıkan Morino henüz üst
seviyelerde milli kadroya giremedi.
Takımdan Ayrılanlar
Mats Hummels
Gidenler kolonunda 3 önemli isim göze çarpıyor. Son yıllarda
bünyesinde başarılı olan oyuncuları, başta Bayern Münih olmak üzere diğer dünya
büyüklerine kaptıran Dortmund, bu yıl savunmasının kalbi Hummels'i ezeli
rakibine göndermek durumunda kaldı. Münih'e gitmek için takımdan ayrılmak
istediğini açıkça dile getiren Hummels, 38 milyon Euro karşılığında satıldı.
Böylece 2009 yılında Bayern'den 4.2 milyon Euro karşılığında alınan Hummels,
yıldızını parlattıktan sonra yuvaya oldukça büyük bir farkla dönmüş oldu. Yine
de Dortmund yönetiminin Alman Milli Takımı'nın da iki stoperinden biri olan
oyuncusunu (diğeri Boateng), özellikle de Bayern'e satmak istemediğini tahmin
ediyorum. Böylece ikiliyi tamamlayan Bayern, yalnızca Almanya'nın değil, belki
de Avrupa'nın en başarılı savunma hattına sahip oluyor ve ne derler bilirsiniz:
"İyi hücum maç kazandırır ancak iyi savunma şampiyon yapar."
Henrikh Mkhitaryan
2013 yılında 27.5 milyon Euro karşılığında Dortmund'a katılan
ofansif orta saha oyuncusu, 3 sezonluk Almanya macerasının ardından rotasının
İngiltere'ye çevirdi ve 42 milyon Euro'ya Manchester United takımının bir
parçası oldu. İki ayağını da kullanabilen Mkhitaryan, Borussia Dortmund
formasıyla çıktığı 140 maçta 41 gol 49 asistlik performansıyla hücumda en
etkili isimlerinden biriydi. Yaratıcı oyuncu takım arkadaşlarına attığı kilit
paslarla da takımının hücum gücünü pekiştiriyordu (son sezonunda ligde 31 maçta
82 kilit pas). Tuchel'in takımı devralmasıyla geçen sezon adeta patlama yapan
oyuncu, bütün kulvarlarda çıktığı 52 maçta 23 gol 32 asistle kariyerinin en
parlak yılını geçirdi. Götze'nin, Mkhitaryan'ın ardında bıraktığı bu büyük
boşluğun ne kadarını doldurabileceği sorusunun cevabı, Dortmund'un hücum
performansının belirleyicilerinden biri olacaktır.
İlkay Gündoğan
2011 yılında takıma katıldığından beri 157 kez Dortmund forması
giyen İlkay, omurga sakatlığı dolayısıyla 2013/2014 sezonunun tamamını kaçırmasına
rağmen sağlıklı olduğu süreçte Dortmund sisteminin önemli oyuncularından biri
oldu. Orta saha oyuncusunun geçen sezon ligde çıktığı 25 maçta, %87.8 pas
isabet yüzdesi ile maç başına ortalama 80.9 pas, 1 kilit pas gibi
istatistikleri, takımının pas organizasyonu içerisinde ne kadar mühim bir role
sahip olduğunu gösteriyor. 27 milyon Euro karşılığında Guardiola'nın Manchester
City'e transfer ettiği İlkay'ın, bir süredir sakat olduğunu ve Eylül ayı
itibariyle sahalara geri dönmesinin beklendiğini de ekleyelim.
SON SÖZ
Genel tabloya baktığımızda Dortmund kadrosunun omurgasını
oluşturan 3 oyuncuyla yollarını ayırdığını görüyoruz. Bu oyuncuların gidişinin
Dortmund'a güç kaybettireceği doğal olarak düşünülebilir. Yine de Götze, Reus,
Schürrle, Aubameyang dörtlüsünden kurulu bir hücum hattı kulağa çok da güç
kaybetmiş gibi gelmiyor. Rotasyonda da Kagawa, Emre Mor, Dembele gibi isimlerin
her an forma yarışının içinde olması beklenebilir. Ayrıca ileri uçta çeşitlilik
yaratmak amacıyla eski Beşiktaş'lı Mario Gomez'le ilgilendiklerine yönelik çok
ciddi iddialar da var.
Bununla birlikte gelen oyuncuların yaş ortalamasının yalnızca 23
olması takımın geleceğinin de özenle planlandığına işaret. Schürrle(25) ve
Götze(24) yaşlarına oranla çok tecrübeli oyuncular. Dembele (19), Emre Mor(18)
ve belki de Morino(20) geleceğe yönelik oldukça önemli yatırımlar olarak
değerlendirilebilir. Guerreiro (22) ise kariyeri yükselişte olan ve bence hem
akıllı bir yatırım hem de doğrudan ilk 11'e girebilecek kalitede bir transfer.
Stoperde Sokratis'in yeri garanti gibi görünüyor. Marc Bartra'nın, Hummels'in
boşluğunu ne ölçüde doldurabileceği ise Dortmund savunması açısından en
belirleyici sorulardan biri olarak akılları meşgul ediyor.
futbolakademi.net sitesinde yayımlanmıştır.
futbolakademi.net sitesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder