Manchester
United, Mourinho yönetimindeki ilk resmi maçına Leicester City karşısında
çıktı. FA Cup şampiyonuyla, Premier Lig şampiyonunu karşı karşıya getiren
Community Shield Kupası mücadelesinde kazanan taraf 2-1'lik skorla Kırmızı
Şeytanlar oldu.
Böylece
Old Trafford'daki kariyerine parlak bir başlangıç yapan Mourinho, Mancesher
United'ın başında çıktığı ilk resmi maçında, yeni takımıyla ilk kupasını
kaldırmayı başardı. Jesse Lingard ve Zlatan İbrahimoviç'in golleriyle,
tarihinde 21. kez bu kupaya uzanan Manchester United, Community Shield'ı en çok
kazanan takım olma unvanını da elde etti. Zlatan ise Manchester United
formasıyla çıktığı ilk resmi maçında kariyerinin 31. kupasını kaldırarak
oynadığı takımları başarıya götürme geleneğini sürdürdü.
Ben
de sizler için Mourinho'nun Manchester United'ının ayak seslerini
değerlendirdim. İşte yeni sezonda izleyeceğimiz United'a dair ilk ipuçları:
İlk
11 ve Diziliş
Mourinho
ilk maç itibariyle tercihlerini; kalede De Gea, defansın ortasında Bailly-Blind
ikilisi, sol bekte Luke Shaw, sağ bekte Antonio Valencia, orta sahanın
ortasında Carrick ve Fellaini, hücum hattında ise Jesse Lingard-Wayne
Rooney-Anthony Martial ile ileri uçta İbrahimoviç'den yana kullandı. Sezon başında
42 milyon Euro bedelle takıma katılan Mkhitaryan'ın maça ilk 11'de başlamaması
en büyük sürpriz olarak dikkat çekti.
Sahaya
4-2-3-1 formasyonuyla dizilen Mourinho'nun takımı, hücuma yönelik bir anlayışla
maça çıktı. Portekizli teknik adamın kadro tercihlerinde de olabildiğince atak
bir futbol oynama isteğinin belirleyici olduğunu gördük. Sağ bekte Darmian
yerine hücum yönü daha ağır basan Valencia tercihini ve defansif yönü güçlü
olduğu halde ileride yetersiz kalan Schneiderlin yerine; gerektiğinde gol
yollarında da rol üstlenebilecek Fellaini'yle başlamasını, daha skorer bir
takım yaratma arzusuna bağlıyorum.
Takımın
oyun kurma görevini Carrick ve Rooney gibi iki deneyimli oyuncusuna veren
Mourinho, sağ kanattaki Jesse Lingard tercihiyle, daha fazla orta üreterek
santraforu Zlatan İbrahimoviç'i besleme düşüncesiyle hareket etmiş. Sol kanatta
ise, geçen yıl takımın en golcü oyuncusu Martial'ı içeriyi zorlayan bir rolde
kullanması, İbrahimoviç'in varlığıyla dikkati dağılan Leicester City savunmasının
açıklarını değerlendirme isteğini gösteriyor. Carrick-Fellaini ikilisinin
defansif ve fiziki özellikleriyle de savunma dörtlüsünün yükünü hafifleten
tecrübeli teknik adam, orta sahasına geçilmesi zor bir duvar örmüş. Buna rağmen
Leicester City golüne sebebiyet veren hatanın Fellaini’den geldiğini de not
edelim.
Maçın
İçinden
Leicester
karşısında Manchester United'ın en çok aksayan tarafının Rooney'in oyun
kurmadaki yetersizliği olduğunu düşünüyorum. Euro 2016'da milli takımda da orta
sahada forma giyen tecrübeli oyuncu, turnuvadaki etkisiz performansını kulübüne
de taşımış gözüküyor. Maç içerisinde 3 kez kilit pas atmasına ve %78’lik pas
isabet oranıyla 35 başarılı pas yapmasına rağmen, bu seviyedeki bir takımın
oyun kurucu ihtiyacını karşılayabilecek performansı ortaya koyamadı. United’ın
maçı domine edecek pas trafiğini bir türlü yakalayamamasının önde gelen
sorumlularından biriydi. Formsuzluğunu sürdürmesi halinde ilk 11’deki yerini Mkhitaryan,
Mata veya genç Adnan Januzaj’a kaptırması gündeme gelebilir.
Luke
Shaw, geçen yıl yaşadığı büyük sakatlık sonrası beklenen dönüşü yapabileceğinin
ilk sinyallerini verdi. Maç boyunca Leicester City'in en etkili oyuncularından
Ryan Mahrez'i adeta kitleyen 21 yaşındaki oyuncu, böyle giderse 2 yıl önce
kendisi için ödenen 37.5 milyon Euro'nun karşılığını vermeye
başlayabilir.
Savunmada
yüzleri güldüren bir diğer isim ise yeni transfer Eric Bailly oldu. Sadece 3
sezondur düzenli olarak üst düzey futbol oynayan 22 yaşındaki oyuncu, hareketli
Vardy ve hızlı Ahmed Musa karşısında başarılı bir sınav verdi. Maçta 1 kez
başarıyla rakibin topla ilerleyişini durduran, 1 kez topu rakibinden kapan, 3
defa pas arası yapan ve 4 kez de topu başarıyla uzaklaştıran genç savunmacıyı
yeni sezonda sağ stoperde bol bol izleyeceğimiz kesin gibi. Bailly’nin girdiği
3 kafa topu mücadelesinden ikisini kazanması da United savunmasının hava
hakimiyeti açısından iyi haber.
Mourinho'nun
Mkhitaryan yerine Jesse Lingard ile başlayarak oynadığı kumar, bu maç özelinde
sonuç vermiş görünüyor. 23 yaşındaki oyuncu rakip savunmanın üzerine korkusuzca
ve direkt olarak top sürmesinin karşılığını, attığı gol ile takımını öne
geçirerek aldı. Leicester savunmasının adam paylaşım problemi ve topa
müdahaledeki yetersizliğinin de genç oyuncunun ekmeğine yağ sürdüğünü eklemek
gerek. Yine de Lingard'ın bu maçta 4 defa topla yaptığı koşularla rakiplerini
saf dışı bıraktığını ifade ederek oyuncunun hakkını teslim edelim. Genç oyuncu,
geçen sezon hızlanan yükselişini bu sezon da sürdürmeye niyetli olduğu ortada.
Performansına bağlı olarak sezon içinde tahmin edilenden daha çok forma giymesi
beklenebilir. Bu durum takım içindeki süre paylaşımını etkileyecek ve forma
rekabetini kızıştıracaktır.
Mourinho'nun
hücumda etkin bekler ve ceza sahasına kesilen isabetli ortalarla Zlatan'ın ceza
alanındaki etkinliğinden olabildiğince faydalanma düşüncesinde olduğunu gördüm.
Bu hedef doğrultusunda geçmişte kanat oyuncusu olarak mücadele eden
Valencia'nın sağ bekteki forma şansının artması beklenebilir. Nitekim kupayı
getiren golü de sağ kanattan onun açtığı ortaya Zlatan'ın yaptığı harikulade
kafa vuruşuyla buldular. Darmian için forma mücadelesi, geçen sezondan daha
çetin geçebilir.
Zlatan
İbrahimoviç'in Ada futbolundaki ilk resmi maçında, genel olarak etkisiz bir
performans gösterdiğini söyleyebiliriz. Ancak bunda Wayne Rooney'in verimsiz
pas dağıtımının etkisi küçümsenmemeli. Ayrıca 82 dakika bekleneni veremeyen
Zlatan, 83. dakikada kalitesini ortaya koyan kafa vuruşuyla her şeyi değiştirerek
kupayı takımına kazandırmasını da bildi. Çünkü o öyle bir oyuncu. Sahada olduğu
sürece her an skoru değiştirebilecek yeteneklere sahip büyük bir golcü. 3 kez
ofsayta düşmesi, takım olarak hücumda beklenen uyumu henüz yakalamadıklarını
izleyiciye de yansıttı.
Son Söz
Özellikle takımın hücum gücünü arttırmak, topa daha fazla sahip
olmak ve topu daha faydalı kullanmak adına, yeni transfer Pogba ve Mkhitaryan
ikilisinin nokta atışı transferler olduğunu düşünüyorum. Mkhitaryan geçen yıl
Bundesliga'da, Pogba ise Serie A'da en çok asist yapan oyuncular olarak
sivrilmişlerdi. Carrick, Rooney, Mata, Januzaj, Herreira gibi isimlerin
de yapabilecekleri katkıları göz önüne alarak, Mourinho'nun elinde yaratıcı pas
oyunu oynatabileceği doğru malzemeler olduğunu söyleyebilirim.
Her ne kadar silik bir maç geçirmiş olsa da Rooney'in santrafor
geçmişinden kaynaklı olarak her zaman gole yakın durması, Mkhitaryan'ın
özellikle Dortmund'taki son sezonunda iyice arttırdığı hücumdaki etkinliği,
geçen sezon takımın en skoreri genç yetenek Martial'ın varlığı, golcü denince
akla gelen ilk isimlerden Zlatan ve bu ekibe, kariyerinin İtalya bölümünde ceza
alanı dışından 14 kez fileleri havalandırmış Pogba'nın katılımıyla, geçen yıl
hücumda yaşadıkları problemlerin üstesinden gelmelerini bekliyorum. Elbette bu
ekibin nasıl bir uyum süreci yaşayacağı ve sahada ne kadar koordine bir şekilde
hareket edebilecekleri, Mourinho'nun bu sezon yüzleşeceği en büyük sınavları
arasında olacaktır.
Mourinho her ne kadar ilk resmi maçına bu 11'le çıkmış olsa da,
sezon içinde Darmian, Rojo, Smalling gibi isimlerin as takıma monte edilmesi de
ihtimaller dahilinde. Mkhitaryan’ın ise Lingard veya Rooney yerine ilk 11’e
girmesine kesin gözüyle bakıyorum.
Her anlamda değerlendirme yaparken bunun yalnızca ilk maç olduğu
unutulmamalı. Henüz taşlar yerine oturmuş değil ve elinin altında bol
alternatifli bir kadro bulunduran Mourinho, sezon içinde yaşayacağı
aksaklıkları gidermek adına birçok çözüm üretebilir. Yine de Luis Van Gaal
yönetiminde geçen 2 yılda temkinli oyunu benimseyen takımın, daha açık ve
riskli oyunu tekrar hatırlaması için zamana ihtiyaç olduğu çok açık.
İstatistikler: https://www.whoscored.com/Matches/1073416/Live
futbolakademi.net sitesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder