Reklam

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Mourinho'nun United'ı: İlk İzlenimler

Manchester United, Mourinho yönetimindeki ilk resmi maçına Leicester City karşısında çıktı. FA Cup şampiyonuyla, Premier Lig şampiyonunu karşı karşıya getiren Community Shield Kupası mücadelesinde kazanan taraf 2-1'lik skorla Kırmızı Şeytanlar oldu. 

Böylece Old Trafford'daki kariyerine parlak bir başlangıç yapan Mourinho, Mancesher United'ın başında çıktığı ilk resmi maçında, yeni takımıyla ilk kupasını kaldırmayı başardı. Jesse Lingard ve Zlatan İbrahimoviç'in golleriyle, tarihinde 21. kez bu kupaya uzanan Manchester United, Community Shield'ı en çok kazanan takım olma unvanını da elde etti. Zlatan ise Manchester United formasıyla çıktığı ilk resmi maçında kariyerinin 31. kupasını kaldırarak oynadığı takımları başarıya götürme geleneğini sürdürdü.

Ben de sizler için Mourinho'nun Manchester United'ının ayak seslerini değerlendirdim. İşte yeni sezonda izleyeceğimiz United'a dair ilk ipuçları: 

İlk 11 ve Diziliş

Mourinho ilk maç itibariyle tercihlerini; kalede De Gea, defansın ortasında Bailly-Blind ikilisi, sol bekte Luke Shaw, sağ bekte Antonio Valencia, orta sahanın ortasında Carrick ve Fellaini, hücum hattında ise Jesse Lingard-Wayne Rooney-Anthony Martial ile ileri uçta İbrahimoviç'den yana kullandı. Sezon başında 42 milyon Euro bedelle takıma katılan Mkhitaryan'ın maça ilk 11'de başlamaması en büyük sürpriz olarak dikkat çekti.
Sahaya 4-2-3-1 formasyonuyla dizilen Mourinho'nun takımı, hücuma yönelik bir anlayışla maça çıktı. Portekizli teknik adamın kadro tercihlerinde de olabildiğince atak bir futbol oynama isteğinin belirleyici olduğunu gördük. Sağ bekte Darmian yerine hücum yönü daha ağır basan Valencia tercihini ve defansif yönü güçlü olduğu halde ileride yetersiz kalan Schneiderlin yerine; gerektiğinde gol yollarında da rol üstlenebilecek Fellaini'yle başlamasını, daha skorer bir takım yaratma arzusuna bağlıyorum.

Takımın oyun kurma görevini Carrick ve Rooney gibi iki deneyimli oyuncusuna veren Mourinho, sağ kanattaki Jesse Lingard tercihiyle, daha fazla orta üreterek santraforu Zlatan İbrahimoviç'i besleme düşüncesiyle hareket etmiş. Sol kanatta ise, geçen yıl takımın en golcü oyuncusu Martial'ı içeriyi zorlayan bir rolde kullanması, İbrahimoviç'in varlığıyla dikkati dağılan Leicester City savunmasının açıklarını değerlendirme isteğini gösteriyor. Carrick-Fellaini ikilisinin defansif ve fiziki özellikleriyle de savunma dörtlüsünün yükünü hafifleten tecrübeli teknik adam, orta sahasına geçilmesi zor bir duvar örmüş. Buna rağmen Leicester City golüne sebebiyet veren hatanın Fellaini’den geldiğini de not edelim.

Maçın İçinden
Leicester karşısında Manchester United'ın en çok aksayan tarafının Rooney'in oyun kurmadaki yetersizliği olduğunu düşünüyorum. Euro 2016'da milli takımda da orta sahada forma giyen tecrübeli oyuncu, turnuvadaki etkisiz performansını kulübüne de taşımış gözüküyor. Maç içerisinde 3 kez kilit pas atmasına ve %78’lik pas isabet oranıyla 35 başarılı pas yapmasına rağmen, bu seviyedeki bir takımın oyun kurucu ihtiyacını karşılayabilecek performansı ortaya koyamadı. United’ın maçı domine edecek pas trafiğini bir türlü yakalayamamasının önde gelen sorumlularından biriydi. Formsuzluğunu sürdürmesi halinde ilk 11’deki yerini Mkhitaryan, Mata veya genç Adnan Januzaj’a kaptırması gündeme gelebilir.

Luke Shaw, geçen yıl yaşadığı büyük sakatlık sonrası beklenen dönüşü yapabileceğinin ilk sinyallerini verdi. Maç boyunca Leicester City'in en etkili oyuncularından Ryan Mahrez'i adeta kitleyen 21 yaşındaki oyuncu, böyle giderse 2 yıl önce kendisi için ödenen 37.5 milyon Euro'nun karşılığını vermeye başlayabilir. 

Savunmada yüzleri güldüren bir diğer isim ise yeni transfer Eric Bailly oldu. Sadece 3 sezondur düzenli olarak üst düzey futbol oynayan 22 yaşındaki oyuncu, hareketli Vardy ve hızlı Ahmed Musa karşısında başarılı bir sınav verdi. Maçta 1 kez başarıyla rakibin topla ilerleyişini durduran, 1 kez topu rakibinden kapan, 3 defa pas arası yapan ve 4 kez de topu başarıyla uzaklaştıran genç savunmacıyı yeni sezonda sağ stoperde bol bol izleyeceğimiz kesin gibi. Bailly’nin girdiği 3 kafa topu mücadelesinden ikisini kazanması da United savunmasının hava hakimiyeti açısından iyi haber.
Mourinho'nun Mkhitaryan yerine Jesse Lingard ile başlayarak oynadığı kumar, bu maç özelinde sonuç vermiş görünüyor. 23 yaşındaki oyuncu rakip savunmanın üzerine korkusuzca ve direkt olarak top sürmesinin karşılığını, attığı gol ile takımını öne geçirerek aldı. Leicester savunmasının adam paylaşım problemi ve topa müdahaledeki yetersizliğinin de genç oyuncunun ekmeğine yağ sürdüğünü eklemek gerek. Yine de Lingard'ın bu maçta 4 defa topla yaptığı koşularla rakiplerini saf dışı bıraktığını ifade ederek oyuncunun hakkını teslim edelim. Genç oyuncu, geçen sezon hızlanan yükselişini bu sezon da sürdürmeye niyetli olduğu ortada. Performansına bağlı olarak sezon içinde tahmin edilenden daha çok forma giymesi beklenebilir. Bu durum takım içindeki süre paylaşımını etkileyecek ve forma rekabetini kızıştıracaktır.

Mourinho'nun hücumda etkin bekler ve ceza sahasına kesilen isabetli ortalarla Zlatan'ın ceza alanındaki etkinliğinden olabildiğince faydalanma düşüncesinde olduğunu gördüm. Bu hedef doğrultusunda geçmişte kanat oyuncusu olarak mücadele eden Valencia'nın sağ bekteki forma şansının artması beklenebilir. Nitekim kupayı getiren golü de sağ kanattan onun açtığı ortaya Zlatan'ın yaptığı harikulade kafa vuruşuyla buldular. Darmian için forma mücadelesi, geçen sezondan daha çetin geçebilir.
Zlatan İbrahimoviç'in Ada futbolundaki ilk resmi maçında, genel olarak etkisiz bir performans gösterdiğini söyleyebiliriz. Ancak bunda Wayne Rooney'in verimsiz pas dağıtımının etkisi küçümsenmemeli. Ayrıca 82 dakika bekleneni veremeyen Zlatan, 83. dakikada kalitesini ortaya koyan kafa vuruşuyla her şeyi değiştirerek kupayı takımına kazandırmasını da bildi. Çünkü o öyle bir oyuncu. Sahada olduğu sürece her an skoru değiştirebilecek yeteneklere sahip büyük bir golcü. 3 kez ofsayta düşmesi, takım olarak hücumda beklenen uyumu henüz yakalamadıklarını izleyiciye de yansıttı.

Son Söz
Özellikle takımın hücum gücünü arttırmak, topa daha fazla sahip olmak ve topu daha faydalı kullanmak adına, yeni transfer Pogba ve Mkhitaryan ikilisinin nokta atışı transferler olduğunu düşünüyorum. Mkhitaryan geçen yıl Bundesliga'da, Pogba ise Serie A'da en çok asist yapan oyuncular olarak sivrilmişlerdi.  Carrick,  Rooney, Mata, Januzaj, Herreira gibi isimlerin de yapabilecekleri katkıları göz önüne alarak, Mourinho'nun elinde yaratıcı pas oyunu oynatabileceği doğru malzemeler olduğunu söyleyebilirim.

Her ne kadar silik bir maç geçirmiş olsa da Rooney'in santrafor geçmişinden kaynaklı olarak her zaman gole yakın durması, Mkhitaryan'ın özellikle Dortmund'taki son sezonunda iyice arttırdığı hücumdaki etkinliği, geçen sezon takımın en skoreri genç yetenek Martial'ın varlığı, golcü denince akla gelen ilk isimlerden Zlatan ve bu ekibe, kariyerinin İtalya bölümünde ceza alanı dışından 14 kez fileleri havalandırmış Pogba'nın katılımıyla, geçen yıl hücumda yaşadıkları problemlerin üstesinden gelmelerini bekliyorum. Elbette bu ekibin nasıl bir uyum süreci yaşayacağı ve sahada ne kadar koordine bir şekilde hareket edebilecekleri, Mourinho'nun bu sezon yüzleşeceği en büyük sınavları arasında olacaktır.

Mourinho her ne kadar ilk resmi maçına bu 11'le çıkmış olsa da, sezon içinde Darmian, Rojo, Smalling gibi isimlerin as takıma monte edilmesi de ihtimaller dahilinde. Mkhitaryan’ın ise Lingard veya Rooney yerine ilk 11’e girmesine kesin gözüyle bakıyorum.

Her anlamda değerlendirme yaparken bunun yalnızca ilk maç olduğu unutulmamalı. Henüz taşlar yerine oturmuş değil ve elinin altında bol alternatifli bir kadro bulunduran Mourinho, sezon içinde yaşayacağı aksaklıkları gidermek adına birçok çözüm üretebilir. Yine de Luis Van Gaal yönetiminde geçen 2 yılda temkinli oyunu benimseyen takımın, daha açık ve riskli oyunu tekrar hatırlaması için zamana ihtiyaç olduğu çok açık.
İstatistikler: https://www.whoscored.com/Matches/1073416/Live
futbolakademi.net sitesinde yayımlanmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder